3 Eylül 2016 Cumartesi

Prototip

Şu sanki her zaman bir şeyler eksikmiş, sanki bir şeyler tam olmamış hissi var ya... işte o öldürdü beni. Sanki her ne konu ya da yapılan her ne olursa olsun sürekli eksik bir şeylerin var olduğu düşüncesi eksik olmuyordu kafamdan sadece. Ya olan şeylerde eksiklik vardı ya da olanlar bana yetmeyecek şekilde tasarlanmıştı bu dünyada. Belki de ben doyumsuzdum, ama doyuracak bir malzeme yoktu ki bu sofrada. Ben su ve ekmeğe razı gelsem, sofrada örtüden başka bir şeyin belirdiğini göremiyordum. Yanlış yerdeyim diye düşünmeden edemiyordum. Yanlış yer... Hesaplarıma uymuyordu dünya düzeni. Ya yanlış yerdeydim ya da hiç var olmamam gerekiyordu. Tanrı'nın dünyaya gönderdiği bir prototiptim belki de... başarısız bir prototip. Yaşam sınavını atlatamayan, hatta bu sınavdan nefret eden bir prototip. İnsanların düşünceleriydi sanırım bu sınavın en kazık soruları. Sınav kağıdında görmek istemeyeceğiniz cinsten sorular. Aşağılayıcı, iğneleyici, seviyesiz sorular; cevapları içlerinde saklı. Kim ne düşünüyorsa onu yapmak istiyordur demişimdir her zaman. Bir insan düşündüğü şeyin toplumda kötü algılanacağını hissettiği zaman, bu –toplum suçunu– karşısındakine sunmaya çalışır. Böylece kendi iç dünyalarını rahatlatmaya çalışıyordu insanoğlu sanırım. Ama bana çekici gelmiyor bunların hiçbiri. Niyadımı doldurup gitmek istiyorum sadece –zamanımın geleceği başka bir diyara doğru.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder