Uzun zamandır yazmıyordum doğru
düzgün; şöyle biramı açıp, rahat rahat oturup tuşlara basarken yazmanın verdiği
o uyuşturucu kafasını yaşayarak. Daha doğrusu yazamıyordum sanırım. Çünkü
rahatlık denen varoluş hayatımda var olmamaya başlamıştı artık. Yaş olmuş yirmi
iki, okulun bir boşluk olduğunu anlayıp okulu bırakmışsın, artık kafanı yoran
şeyin seni hayatta tutmaya yarayan parayı kazanmak olduğunun tek çıkar yol
olduğu bir döneme girmişsin. Kendime söylüyorum tabi ki bunları. Eskiden olsa
avla bir mamut ye, kafan rahat kalsın. Tabi avlayacak mamut bırakmadığımız için
şu koca dünyada kapitalizm denen uydurmayı yaratmışız kendi beyin gücümüzle.
Kendi çabalarımızla üretebildiğimiz besin kaynaklarını üretmeye devam ederken
yok olanları tınlamayarak para karşılığı ürettiklerimizi üretenlere satarak
dönen bir dünya yaratmışız. Harbiden hayret ederim, bir türün ortaya çıkması
zorlu dönemlerden geçerken neden başka bir türün o türü yok etmesi bu kadar
kolay olabiliyor? Ya da o türü yok eden tür o türden daha mı çok yaşamayı hak
ediyor? Bence ölümlerle varlığını sürdüren bu dünyada; zalimlik, gaddarlık,
kötülük dışında bir egemenlik varlığını sürdüremez. Her yazın kötülüğün
temellerine dayanıyor dersiniz belki ama ben iyi olduğu halde kötülüğü savunan
bir insan olarak tanımlıyorum kendimi ya da dünyanın işleyişini açık bir gözle
görebiliyorum ama sesimi çıkaramıyorum diyeyim. Her neyse artık insanlık adına
düşünmemeyi yeğliyorum kendimce çünkü artık kendi tanımımı kendimce
değiştirmeye karar verdim. E bunu yapmak için de kendimi değiştirmem
gerekiyordu. Ben de artık o kötü olduğu halde iyi görünenlerin tarafında olmaya
karar verdim. Biraz bencilce bir davranış belki ama bu dünyadaki tüm insanlar
bunu hak ediyor. Çünkü iyiyim diyen de kötü oluyor, kötüyüm diyenler zaten kötülükte
master yapmış ama iyilikte master yapanına pek rastladığım söylenemez. Bu yazıyı birazcık yarım kesiyorum iyi geceler birazcık düşünün...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder