Belki de benim yanımdayken yeni bir sen yarattığın için bu kadar çok hoşuna gitmişimdir. İnsan kendine yeni bir kişilik yaratıp yeni bir role girmeyi başarabildiğini görünce bir hoş olur tabi. Ya da belki de eski kişiliklerinden sıkılıp yeni maceralara yelken açma isteğidir bu. Düşünceleri ve kişiliği sürekli değişen çok kişili yaratıklar olduğumuz doğrudur bence. Fakat yaşanan bu hoşnutluk bir süre için insanı kendinde tutmayı başarsa bile, biraz zaman sonra, o yeni kişiliği de hayatının bir parçası olduğunda, yine her şey sarpa sarmaktan başka bir hale geçmiyor malesef. Bu sefer de kendini tekrar yeni bir sen arama yolunda, kendini hırpalarken buluyorsun. Bu öyle zorlu bir yol oluyor ki ruhunda açtığı yaralar canını acıtmaya başlıyor bir süre sonra. Fiziki bir acı değil bahsettiğim, içten gelen, görülmese de hissedilen bir acı. Tabi etkilerini çevrendeki insanlar o kadar çok görüyor ki, onları ezmeden yeni bir düzlüğe çıkamıyorsun bu yolda. Eklenen her bir kişiliğin ardında bıraktığı; sevdiğin bir insanın leş kırıntılarından başka bir şey olmuyor. Kendine geldiğinde sen bu kırıntıları toplamayı başarsan bile tekrar can vermeye yetecek gücün kalmadığı için onlar da hayatın başka bir olasılığına doğru uçup gidiyorlar.
Kafanda kendini birçok kişi olarak yaratıp, birçok olasılığın içinden geçip; birçok sonuca varabiliyorsun. Amacı yemek yemek olan bir varlığın vücudunun yerine beynini geliştirip geldiği noktaya bakar mısın? Belki de bu kadar gelişmemeliydik gerçekten de. Bu kadar çok düşünmenin bana verdiği tek şey acıdan ibaret. Hatta biz insanlar artık acılarımızı göz önünde tutuyoruz. Birileri öldüğü zaman mezarlık diye yarattığımız yerlere gömüyoruz onları ve sonrasında arada bir yanlarına gidip acılarımızı yeniden tazeliyoruz. Birini seviyoruz ardından ya ölüyor ya bırakıyor ya da sen bırakıyorsun ya da bırakmak zorunda hissediyorsun ve sonra bir başkasını sevip aynı şeyleri yaşayarak acılarını yeniden tazeliyorsun. Hayat bir yuvarlaktan ibaret artık insan için. Bir kısır döngünün içinde hapsolmuşuz. Bu sadece acı için değil hissedebildiğimiz tüm duygular için geçerli bir tanımdır bence. Gerçekten düşünmek yerine yemek yemeyi ve ardından sadece ölmeyi bekleyebilirdim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder