Her gün gördüğün bir insana ne anlatabilirdin ki? Hiçbir
şey. Üzülüyordum bu duruma, dinlediğim konuşmaların benimle yapılması
gerektiğini düşünüyordum. Bencildim belki. 15 yıldır tanışıyorsun, 2 yıldır
tanıştığın insana anlattığın şeyler benim bildiklerimden fazlaysa eğer,
bencildim ben. Dinliyordum oysa ki onları. Haberleri yoktu. Benden bile
bahsettiler. Zoruma gitti. Oysa ki benle konuştuğunda kimseden bahsetmezdi.
Genelde konuşmazdık zaten. Konuşsak bile benim açtığım bir konudan bahsederdik.
Pek konu açmayı sevmem. Ne haber, iyiyim… Budur benim sunuşum. Yine de çok
konuşmayı denerdim yanında, tanıyordum çünkü onu. Onun da beni tanımasını
isterdim. Benim kadar konuşsun benimle, bir şeyler paylaşsın isterdim. Neyse ki
artık istemediğinin farkındayım. Bunun karşılığında ben de ona bir şey sunmama
taraftarı olmaya başladım. Pes edişti bu. Fırçamda ki son boyaları kullanmıştım
onun için, o ise gelip bir parça boya hediye etmemişti bana. Yine de teşekkür
ederim. İlgili gibiydi, ama ilgili değildi. Rol yaptığının farkına vardığım
zaman anladım her şeyi, pes ettim artık, son fırça darbelerimi bile vurmadım
ona.